Afyon Mutlu Son Masaj Salonu Ebru

Afyon Mutlu Son Masaj Salonu

Her şey, 2001 yılında, bir adam dergisinde çalışmış olduğum sırada başladı.

Afyon Mutlu Son Masaj Salonu Yazdıkça, okudukça daha çok merak ediyordum. Yabancılar bizim benzer biçimde değildi. Onlar cinsellikle ilgili arzularını, taleplerini, hatta yaşadıklarını paylaşabiliyorlardı. Oysa hepimiz Türkler, kapalı birer kutu gibiydik. Birbirimize çok yakın bile olsak, cinsel hayatlarımızdan haberdar değildik.

Benim devamlı görüştüğüm biri, bir ihtimal histerik bir kadındı, bir ihtimal geceleri bir femme fatale’e dönüşüyordu. Bilemezdim. Merak kediyi birkaç ay önce öldürdü. Birazcık çevre baskısıyla, birazcık merakımı yenmek arzusundan hareketle ve

Afyon Mutlu Son Masaj Salonu biraz da yıllar önce ABD’de basılan ve Türkçe’ye de çevrilen, Nancy Friday’in Benim gizli Bahçem* adlı kitabından aldığım güçle, gazeteye ilan verdim:

“Belgesel bir kitap için fantezilerinizi gönderin. Gösterilen fantezilere telif ödenecektir,
Bu başlangıç hemen sonra keyifle arkama yaslanıp, gelecek mailleri beklemeye başladım.

Başta ağırlıklı olarak erkekler yazıyor, hanımlar daha çok telif miktarını öğrenmeye çalışıp, sadece ikna olduktan sonrasında göndermeye başlıyorlardı.

Afyon Mutlu Son Masaj Salonu İlan yedi gün süresince yayınlandı. Türkiye’nin her tarafınca arka arkaya fanteziler geliyordu. Arkasından Sevim Gözay, ilanı Akşam

gazetesindeki köşesine taşıdı.

“Cinsel fantezini gönder, telifin bankaya yatsın!” başlığı altında yayınladığı yazısı şöyle devam ediyordu: “Şaka yapmıyorum, gerçek bir duyuru bu. Ekonomik krizde ilaç vazifesi görecek
Duyuru bununla beraber…Genç ve parlak fikirli bir kadm (adı bende saklı), yayına hazırladığı bir kitap için bu ilanı,  bu köşeden duyurmamı istedi. Ben de topluma ışık tutacak bu renkli projede bir tuzum olsun diyerek yer veriyorum.

Afyon Mutlu Son Masaj Salonu

Bir nevi toplumsal sorumluluk…Kitabın içinde ne olduğu, Türk kadınlarının ve erkeklerinin cinsel fantezileri… Yayınlanacak fantezilerin sahiplerine ödeme yapılacak ve elbette adları gizli tutulacakmış. Birden çok düşlem gönderip köşeyi dönme ihtimali de var ayrıca. İlginçlik olsun diye yada kafa bulmak için, ‘elektrik direğinin tepesinde yapmak isterim’

falan şeklinde sululuk etmeyip, insaniyet namına gerçek fantezilerinizi gönderirseniz, hem topluma ayna tutmuş olacaksınız hem de entelektüel bir esere katkıda bulunacaksınız. Adres aşağıda, haydi allah zihin açıklığı versin…”
bu nedenle, teşekkür edeceğim kişilerin listesinin başlangıcında  var

. Onun yazısından sonra insanoğlu, sorgusuz sualsiz onlarca mail gönderdiler. Maksimum da kadınlar… Galiba Türk hanımlarının yatak odalanna sızmayı başarmıştım ve yorganı hafifçe aralıyordum.

Sosyomat şeklinde bloglar da duyarsız kalmadılar bu teşebbüse. Kendi fantezilerini de yazarak üyelerine çağrı yaptılar “Gönderin!” diye. Elinizde tuttuğunuz kitabın hikâyesi bu. Bu kitabı ben yazmadım. Ben sadece yayma hazırlayan, okurlara ulaşması için ön ayak olan kişiyim, hepsi bu.