AFYON MASAJ SALONU
“Mükemmel görünüyorsun,” diyor Tina, kalça yanaklarını zar zor sıyıran cılız deri sıcak pantolonla kalçalarına dokunuyor. Yalnız Tina, TOWIE olan ve gene de şık görünen bir şeyi çıkarabilirdi .
Aynada kendimi denetim ettim, ama dumanlı gözlerle süslenmiş bodycon elbisesiyle bana bakan kız ve dev gibi bir fön, tamamen yabancı şeklinde görünüyor. Asla makyaj yapmam, bu benim yüzüm değil ve ne olursa olsun kendim için seçeceğim bir kıyafet değil. Fakat istenen tesir bu, bu gece Kate olmak istemiyorum. Başkasının yerine geçmek istiyorum.
Tina’nın söylediği şeklinde “iyi şans için” iki bardak cava cilalıyoruz, ama biz de bunun hakikaten Hollanda cesareti olduğunu biliyoruz. Otomobilimiz hazır ve dışarıda bekliyor, bu da şanslı çünkü biz de Ekim ayının sonundaki soğuğa karşı yetersiz kalıyoruz. Kulübün önünde büyük bir kuyruk vardır, sadece Tina sürücüye girişin derhal yanında durmasını söyler. Arabadan inerken, aşırı yüklü bir fedai, göz kırparak geçmemize izin vermek için ipi çözer. Beni ürkütmesine rağmen bu iyi bir başlangıç.
AFYON MUTLU SON
Tina bizlere birkaç Jaeger bombası sipariş ediyor ve görkemli Brezilyalı bir barmenle flört ediyor. Dediklerine konsantre olamayacak kadar dikkatim dağınık. Onu ararken yeri tararken midem akrobasi yapıyor . Keskin bir dirsek belime saplandı. Tina, “İşte senin erkeğin” diyor. “Saat üç.”
Hatırlamış olduğumdan daha iyi görünüyor. Tamamı yontulmuş çene ve saat beş yönünde dikkatlice kırpılmış gölge. Los Angeles’a yaptığı son seyahatten sağlıklı bir bronzluk almış ve kasları kıvrılmış kollarından dalgalanıyor. Oldukça güzelsin Marc Burgess, bence.
“Hadi, dans edelim” diyor Tina, beni görüş hattının tam önündeki minik bir boşluğa çekiyor. Ev müziğiyle kıvranmaya adım atarız, bir fincan çayıma değil fakat sonra gene, eğer kendi seçimima sahip olsaydım, kanepede kıvrılıp gerçek bir fincan çay ile şu anda X Factor’u izlerdim, Mechu’da değil, bir düşlem Birmingham’daki kulüp, altı inçlik iyileşmelerde aslına bakarsanız ayaklarımı öldürüyor.
Kızgın parti kızları olmak için güzel bir gosteri yapıyoruz ve çevreımızda dolaşan birkaç insanla dans ediyoruz. Tina hakkaten hoşuna gidiyor gibi görünüyor fakat buna sabrım yok, ona bakmaya devam ediyorum. Çok geçmeden gözlerini üzerimde hissediyorum ve evet, içimde bir zafer parıltısı parlıyor. Arkadaşlarından biri bize doğru kestirdi ve Tina çabucak büyüledi, sıska kolları boynuna dolandı. Bunu önce onunla çözmek ve ona yaklaşmak istiyorum ama bunu aştık, onun bana gelmesi önemli. İstediğini elde etmeyi seven bir adam olduğunu söyleyebilirsin.
AFYON MASÖR BAYAN EBRU
Tina eşinin etrafına dolanıyor ve belimde bir el hissettiğimde bir dakika kendi başıma dans ediyorum. Onun bulunduğunu bilmek için çevreıma bakmama bile gerek yok ve bana hafifçe dokunduğu yerden elektrik çarpması hissederek kendimi şaşırtıyorum.”mükemmel bir dansçısın,” diyor sert tonlarda. “Şampanya?”
Kirpiklerimi kırıyorum ve tereddüt ediyormuş şeklinde yapıyorum. Tina’ya bir göz atarak, “yalnız dostum bize katılabilirse,” diye cevap veriyorum.
“tabii ki” diyor. “Ne kadar çok neşe o denli. Dan, gel ve bir içki al, sevgili arkadaşını getir.”
Elimi tuttu ve beni bir buz kovası ve bir şişe Laurent Perrier’in beklediği standına üç basamak çıkardı. Kadife kanepelerdeki birkaç erkeğe şimdiden üç kız yapışmış durumda, ancak içgüdüsel olarak afyon mutlu son yer açıyorlar.
“Odadaki en güzel hanım.” İçimden gözlerimi deviriyorum, fakat kıkırdamak ve kızarıyormuş şeklinde yapmak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.