Afyon Bayan Masör

Otto’nun esasen çok az olan tanıdıklarından aslabiri bu filmi seyretmemişti. Afyon Bayan Masör  Kendisi ise tam otuz sekiz kere izlemişti. Diğer insanların hayatlarını anlamakta ufak teknolojik aletlerin ne kadar yararlı olduğunu anlayıp, on beş yaşındayken ilk mikrofonunu almış ve annesiyle babasının yatak odasında neler konuştuklarını keşfetmişti.

Ertesi gün ilk kamerası için para biriktirmeye başlamıştı. Artık otuz beşine gelmişti ve 100 mikrofonu, 24 kamerası ve Geilo’da yağmurlu bir güz gecesini beraber geçirdiği bir kadından olan 11 yaşında bir oğlu vardı. En azından çocuğun Gene adıyla vaftiz edilmesi için kadını ikna etmişti. Yine de kılı bile kıpırdamadan mikrofonlarına çocuğundan daha yakın olduğunu söylerdi hep. Çünkü artık koleksiyonunda ellilerden Neuman mikrofonları ve Offscreen yönlendirilebilir mikrofonlarından da vardı.

Afyon Bayan Masör

Yönlendirilebilir olanlar sadece askeri kameralarla çalışıyordu ve Amerika’ya kadar gidip onları el altından alması gerekmişti. Ama şimdi her şeyi internetten sorunsuz bir şekilde alabiliyordu. Koleksiyonundaki en önemli parçalar ise topluiğne başı büyüklüğündeki Rus casus mikrofonlarıydı. Üzerlerinde marka yazmıyordu ve Viyana’da bir ticaret fuarından almıştı. Dahası Norveç’in toplam iki tane olan mobil seyretme stüdyolarından bir tanesi Harry Sounds şirketine aitti. Bu da kimi zaman polis,

POT ve daha nadiren müdafa Bakanlığı’na bağlı gizli servis çalışanlamış olurının onunla bağlantı kurması anlamına geliyordu. O bunun daha sık olmasını istiyordu; 7-Eleven ve Videonova dükkanlarına kameralar yerleştirip, şüphe çekmeyen müşterileri izlemenin oldukça karmaşa detaylarını asla anlayamayacak elemanlarını eğitmekten artık bıkmıştı. İnsanları seyretmek söz mevzusu olduğunda polis teşkilatı ve müdafa Bakanlığından kafa dengi insanoğlu bulmak çok daha basit oluyordu.

Fakat Harry Sounds’un tüm bu kaliteli ekipmanı para gerektiriyordu ve onlarsa Ottoya sürekli aynı bütçe kısıntısı hikayesini anlatıp duruyorlardı. İzlenmesi gereken kişinin yakınlarına bir yere kendi aletlerini yerleştirmelerinin onlara daha ucuza geldiğini söylüyorlardı ve bunda haklıydılar. Ancak, kimi zaman dinlemeleri ihtiyaç duyulan evin yakınında başka bir ev olmuyor ya da daha kaliteli aletlere ihtiyaçları oluyordu. O zaman derhal Harry Sounds’u ararlardı. Aynen şimdi yaptıkları benzer biçimde.